siringa

  • 121enjektör — is., tıp, Fr. injecteur Şırınga Üzerinde ağızları açık kalmış ilaç şişeleri, pamuk parçaları, kırık bir enjektör ile bir küçük masa... R. N. Güntekin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 122iç itim — is. Vücuda şırınga ile sıvı verme işi, iç itme, zerk …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 123iç itmek — i Sıvıyı şırınga vb. ile vücuda vermek, zerk etmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 124iğne — is. 1) Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç 2) İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç Çengelli iğne. Toplu iğne. 3) Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 125kâfur — is., esk., Ar. kāfūr 1) Kâfur ağacından elde edilen, hekimlikte kullanılan, beyaz ve yarı saydam, kolaylıkla parçalanan, güzel kokulu bir madde Hastaneye gider gitmez gene kan aldırdılar, kâfuru şırınga ettiler; daha bilmem neler yaptılar, hasta… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 126kurbağa testi — is., tıp Kadının gebe olup olmadığını anlamak için idrarının kurbağa karnına şırınga edilmesi yoluyla yapılan test …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 127mucize — is., din b., Ar. muˁcize 1) Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık 2) İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 128piston — is., Fr. piston 1) Bazı araçlarda, motorlarda bir silindir içinde düzenli hareket eden daha küçük çaplı silindir, itenek Şırınga pistonu sıvıyı önce çeker, sonra dışarıya verir. 2) mec. Kayırıcı Kimi değişiklik arayan, kimi profesyonel piston… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük