tez
41pȍtēz — (pótez) m 1. {{001f}}a. {{001f}}crta povučena na kakvoj površini b. {{001f}}linija kao osnovni element crteža 2. {{001f}}crta, linija (stvarna ili zamišljena) koja određuje granicu između čega, koja spaja što i sl. 3. {{001f}}oblik koji se… …
42vı̏tēz — m 〈V ēže, N mn i knjiš. /vìtezovi〉 1. {{001f}}pov. a. {{001f}}pripadnik plemićkog staleža b. {{001f}}ratnik, konjanik c. {{001f}}pripadnik viteškog reda, član posebne srednjovjekovne ratničke ili oružane organizacije 2. {{001f}}nosilac posebno… …
43kötü haber tez duyulur — kara haber tez duyulur …
44com|ment vous por|tez-vous? — «k mahn voo pr|tay VOO», French. how do you do? …
45canı tez — sf. Aceleci …
46içi tez — sf. Aceleci …
47el ağzına bakan, karısını tez boşar — kişi, özel hayatı ile ilgili ciddi konularda başkasının düşüncesiyle değil kendi düşünceleriyle karar vermelidir anlamında kullanılan bir söz …
48hızlı sağanak tez geçer — büyük bir hızla başlayan şeyler az sürer anlamında kullanılan bir söz …
49kara haber tez duyulur — ölüm gibi kötü haber çabuk yayılır anlamında kullanılan bir söz …
50arpacıya borç eden, ahırını tez satar — bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez anlamında kullanılan bir söz …